Aşkın ve Özgürlüğün Başkenti: Amsterdam

 

Kız arkadaşım Ezgi, bu yaz Amerika’da Work And Travel programı kapsamında hem çalışıyordu hem de geziyordu (*). Benim de Erasmus’u kazanmam ile “kavuşmak hayal oldu” anlayacağınız. Onun Türkiye’ye dönüşüyle benim Türkiye’den gidişim çakışıyordu. Beraber bir tatil planı yapmayı düşündük ve Amsterdam’da karar kıldık. Bende Polonya uçuşumu Amsterdam aktarmalı yapmaya karar verdim. Ezgi’nin kardeşi Erdi’nin de katılımıyla müthiş bir üçlü olduk ve Amsterdam’da 3 muhteşem gün geçirdik.

 

Amsterdam Dünya’nın en ütopik kentlerinden biri. 3 büyük günah diyebileceğimiz; marijuana(bildiğin esrar) satışının yasal olması, eşcinsel evliliğin serbest olması ve fuhuşun serbest olması bu şehir için çok sıradan.

Yine de bunlar, sanılanın aksine Amsterdam’ı kirli ve kötü bir yer yapmıyor. Burası dünyanın suç oranı en düşük başkentlerinden. Şöyle bir haber bunun en net kanıtı olacaktır:

Hollanda, boş cezaevlerini mültecilere ev olarak servis ediyor.

Şehirde konaklama maliyeti ise yuhhh dedirtiyor. Hostellerde bile tek gece kalma maliyeti 30–40 eurolardan başlıyor.

Amsterdam kültürel açıdan da çok zengin bir metropol. Her zevke uygun müze bulmak mümkün burada. İçerisinde Rijskmuseum, Van Gogh Müzesi, Anne Frank’ın Evi, Heineiken Bira Müzesi gibi harika yerler bulunan liste bir hayli uzun. Tabi ülke euro para birimini kullandığı için bu müzelerin çoğuna girmeye kalktığınızda ücretler biraz cep yakmaya başlıyor. Bu noktada eğer bu güzel müzeleri içeriden ziyaret etmek isterseniz, bir şehir kartı olan I Amsterdam kart devreye giriyor.

 

Bu kartın geçerlilik süresinde size sağlayacağı avantajları şöyle listeleyebiliriz.

  • Şehirdeki müzelerin yaklaşık yüzde 90’ına ücretsiz giriş hakkı.
  • Şehir içindeki GVB hatlarının(tramvay ve metro hatları) ücretsiz kullanımı.
  • Anlaşmalı bir firmasıyla istediğiniz zaman(ve sınırsız) kanal turu hakkı.
  • Anlaşmalı firmalardan bisiklet kiralamak istediğinizde ve ücretli müzelere girişlerde %20 — %25 civarında indirim imkanı.
  • Amsterdam Arena stadyum turu.

Ahanda buradan sitesine gidebilir, detaylı inceleyebilirsiniz.


Bisiklet Cumhuriyeti

Şehir merkezi küçük bir alana dağılmış ve kompakt. Bununla birlikte sokaklar ve caddeler çoğunlukla dar. Bu durum araba kullanımını güçleştiriyor. Bunun alternatifi olarakta hemen her yerde bisiklet yolu bulunuyor. Yerli nüfusun büyük kısmı ulaşım için toplu taşıma (geneli raylı hatlar) ve bisiklet kullanıyor. Şık giyimli insanların kolunun altında laptopla bisiklet sürdüğünü, topuklu ayakkabıların pedalları çevirdiğini görmek ilginç. Şehirde 1 milyon civarında bisiklet bulunuyormuş. Sizde Amsterdamda bisiklete muhakkak binmelisiniz. Günlük bisiklet kiralama bedeli yaklaşık 10 euro.

 

Dünyanın en çok bisiklet kullanılan şehri olmasının yanında, bence dünyanın en zor bisiklet kullanılan şehri. Bisiklet sporunu çok seven biri olarak çok zorlandım bu şehirde. Her yerden çıkan bisikletlere çarpmamak için çok çaba harcıyorsunuz. Belki de bu anlamda en iyi tanımı bizi havalimanına bırakan Türk Uber şoförü Faruk Abi yaptı;

“Bu şehirde tam bir bisiklet terörü var.” –Uberci Faruk Abi


Şehrin Kalbi: Dam Meydanı

Her şehrin kalbinin attığı, insanların buluşma noktası haline gelen, tarihi olaylara tanıklık eden büyük meydanları vardır. Amsterdam’ın kalbi de Dam Meydanı’nda atıyor. Kraliyet Sarayı, De Niewe Kerk kilisesi, balmumu heykeller müzesi Madam Tussaud ve National Monument(Ulusal Anıt)’e ev sahipliği yapan meydan günün her saati çok kalabalık.

 

Meydanın ana arteri olan Damrak caddesi ve onun kılcalları olan ara sokaklar ise şehrin hareketli ve turistik açıdan canlı noktaları; kafeler, dükkanlar, ot satan tütüncüler, hediyelik eşya dükkanları, giyim mağazaları, eğlence merkezleri ve hatta bir kumarhane bile mevcut. Laf aramızda, meraklıları için Sex Müzesi de bu caddede bulunuyor.


De Niewe Kerk

De Niewe Kerk, Yeni Kilise anlamındaymış. Kraliyet Sarayının hemen yanındaki görkemli kilisede zamanında Hollanda hükümdarlarının taç giyme törenleri yapılıyormuş. Şimdilerde bir sergi salonu olmuş durumda. Biz gittiğimizde Mahatma Gandhi, Martin Luther King ve Nelson Mandela’nın ilham kaynağı olduğu We Have a Dream temalı bir sergi vardı.


Nam-ı Değer Amsterdam Kanalları

 

Şehrin dört bir yanı örümcek ağı gibi kanallarla çevrili. Bu noktada kanal turu yapmanızı kesinlikle tavsiye ederim. Centraalstation(Merkez istasyon) ’un hemen önünden kalkan tur tekneleri neredeyse bütün kenti geziyor. Türkçe dil seçeneği de mevcut olan kulaklıklı sistemle tarihi-turistik yerler ve şehir hakkında harika bilgiler ediniyorsunuz. Ayrıca kanal üzerinden şehri görmek gerçekten fantastik. Hele yanınızda kız arkadaşınız varsa bir de romantik oluyor. Kendinizi Venedik’te hissediyorsunuz(ki Venedik’te bile bu kadar kanal yokmuş).

 

Kanalların en büyük problemlerinden biriyse içine düşen bisikletler, her yıl binlerce bisiklet toplanıyormuş. Burda örnek bir video var.

 

Yıllar önce bir belgesel izlemiştim, konut sorunu yaşanan Amsterdam’da yüzen ev yaptıklarını anlatıyordu. Amsterdam’da da buna şahit olmak mümkün, kanallar üzerinde pek çok yüzen ev var. Pek çok kişi su üzerinde yaşıyor. Hatta bazıları evlerini turistlere kiralıyormuş.


Amsterdam Evleri

Amsterdam diyince kanal şeritleri boyunca yer alan bu ince, boylamasına uzun evler akla gelir hemen. Her biri çok şirin ve sempatik. Ahh param olsa da alsam yaşasam şurda diyeceğimiz cinsten çekiciler.

 

Zamanında su taşkınlarına dur demek için bu kanallar yapılınca, herkesler kanal kenarında evim olsun, benim olsun demiş. Belediye de arsa satarken çareyi 6 metre sınırı koymakta bulmuş. Yani arsanın genişliği çok önemli değil x lira verin, pardon euro verin, ya da her neyse o zamanki para birimi, kanal kenarından 6 metre arsanız olsun demiş. Bazı kodoman arkadaşlarda öyle iş mi olur ya al şu 2x’i bana 12 metre ver filan demiş. Öylece anlaşmışlar.

fc1fd-1o0v7ayl_ieevwkv8gw4ssq

Evler dar oldukları için merdivenlerde dar ve dik olmak zorunda. Bu durum evde üs katlara eşya taşınmasını zorlaştırmış olsa da insanlar kendi çözümünü bulmuş durumda. Dikkatli bakınca görülüyor, ben görmek için biraz çaba harcamıştım, her evin çatısının köşesinde bir kanca var. Bu kancaları eve eşya, yük vs taşımak için kullanıyorlarmış.


Amsterdam ArenA

Stadyumlar şehrin kimliğinin bir parçasıdır. Bizde Erdi’yle iki futbol fanatiği bir araya gelince I Amsterdam kartımızın bize verdiği yetkiye dayanarak Amsterdam Arena turuna katılmaya gittik. Ancak kötü bir sürpriz bizi karşıladı, ertesi gün Rolling Stones konseri olduğu için stadyum turu iptal edilmişti. Hollanda’nın efsane futbol takımı Ajax’a ev sahipliği yapan bu dev arenayı içinden görme şansımız olmasa da altındaki kulüp mağazasından hatıramızı alıp önünde fotoğraf çekinmeyi ihmal etmedik.

Bir Vodafone Park olmasada görkemli bir stad.

Van Gogh Müzesi

Vincent Van Gogh’u tanımayan yoktur. Hollandalı, dünyaca ünlü bir ressam. Psikolojik sorunları ve kulağını kesmesiyle sanat dünyasında entresan bir yer edinmiş. Eserleri, çağının sanatçılarının çoğu gibi, kendisi öldükten sonra hak ettiği değeri bulmuş. Van Gogh müzesi sanatçının eserlerinin büyük bölümünü barındıran harika bir müze. Sanata ilginiz olsun olmasın gezmeniz gerekli burayı. Müzeyi gezmek için bir-bir buçuk saatinizi ayırmanızı tavsiye ederim. Çünkü gerçekten çok büyük ve harika bir müze.

 

Van Gogh müzesinde fotoğraf çekmek yasak, gözlerinizle sanat ziyafetini yaşıyorsunuz ancak bir hatırayla ayrılmak istiyorsanız, sizde bizim gibi, müzenin 1. katındaki fotoğraf otomatından ücretsiz fotoğraf çektirip, email adresinize gönderebilirsiniz.

 

Van Gogh 37 yıllık kısa hayatına 2100 tane sanat eseri sığdırmış. Farkettiğim kadarıyla bu resimler çoğunlukla manzara, portre ve otoportrelerden oluşuyor. Hatta kendisi o kadar çok otoportre çizmişki, müzenin bir bölümü sadece otoportrelerine ayrılmış. Müzede ressamın hayatı, belirli dönemlere ayrılmış, çizdiği resimlerin yanısıra sanatçının hayatı da güzel bir şekilde anlatılmış. Beğendik.

 

Müzede bulunan ünlü resimlerin bazıları;

  • The Potato Eaters 1885
  • Peasent Family at the Table 1882
  • Wheatfield with Crows 1890
  • Almomd Blossom 1890
  • Haymaking 1887
  • View Seen Through a Balcony 1880

Dipnot: Maalesef “The Starry Night” müzede yok. 1941 yılından beri New York’taki Modern Sanatlar Müzesi’nde bulunuyormuş.


Burda Fotoğraf Çekilmeden Ölmeyin

Van Gogh müzesinin de bulunduğu meydan ve parkın adı Museumplein. Şehrin en ünlü meydanlarından. Burası aynı zamanda o ünlü I Amsterdam yazısına da ev sahipliği yapıyor. Bizde burda fotoğraf çekilmeden ölmeyenler derneğine katılıyoruz bu vesileyle.

 


Müzelerin Kralı: Rijksmuseum

Rijksmuseum, Amsterdam’daki en şatafatlı müze. Türkçesi, Hollanda Ulusal Müzesi. Sanat ve tarihe adanmış olan müze, konumu itibariyle I Amsterdam imzasının önünde bulunuyor.

 

I Amsterdam kartla ücretsiz giriş yapılamayan sadece indirim elde edebildiğiniz müzeye girişimiz ise çok ilginç oldu. Amsterdam’daki son günümüzde kapanmasına 15 dakika kala geldiğimiz müzede giriş ücreti olan 15 euroyu duyunca ufak bir kerat cetveli hesabıyla dakikasına 1 euro ödüyoruz yani diye düşünmedim değil. Erdi ben yinede giricem diyince, görevli kaç yaşındasınız diye sordu. Erdi 17 diyince görevli bayan 18 yaş altına zaten ücretsiz deyip 3 tane bilet uzattı. Eee zaten 15 dakika kalmış, hızlı bir tur atıcaz. Normalde etik olmasa da biletleri alıp biz de girdik Ezgi’yle. Hayatımdaki en hızlı müze gezisi oldu belki de.


Red Light District

Amsterdam’ın en ünlü sokaklarından Kırmızı Işık Bölgesi, en turistik yerlerden biri.

 

Misyonu itibariyle bekar erkek turistlerin daha çok dikkatini çeken bir yer. Yine de caddeden kız arkadaşınızla geçmeye tereddüt etmenize gerek yok. Karaköy’deki Zürafa Sokak örneğinin aksine rahatsız edilmeden yürümeniz mümkün.


Bir yazının daha sonuna geldik. Herşeyiyle harika bir deneyimdi Amsterdam’da olmak. Gezin, görün, yaşayın bu hayatı gençler. “Yaşıyosun bu hayatı” diyen değil, dedirten kişi olun.

Şehir hakkında bizi hayal kırıklığına uğratan şey ise bu şehri tam anlamıyla gezmek için 3 gün bile yetmemesiydi. Bu kadar da olmaz dedik. Heineken bira müzesi, Vondelpark ve Anne Frank’in evi gitmek isteyip zamanımızın yetmediği yerler.

Esen kalın efenim.


Kaynakça

Amsterdam Kanalları Resmi : http://www.letraitdunion.nl/chronique/2eme-chronique/attachment/amsterdam-3/

Van Gogh Müzesi: http://www.vangoghmuseum.nl

Red Ligth District Resmi: https://www.getyourguide.com.tr/amsterdam-l36/amsterdam-red-light-district-tour-in-german-t66263/

 

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.