Bugün Ne Öğrendim 📚 #5

Havacılık(Telsiz) Alfabesi

Radyo ve telsiz icat edildikten sonra bu teknoloji ile haberleşme sağlanmaya başlanmış. Öyle ki bugün bile hala denizcilik ve havacılıkta radyo frekanları kullanılarak telsiz haberleşmesi yapılmaktadır. Tabi bu icatlar kullanılmaya başlayınca aksan farklılıklarından kaynaklı anlaşmazlıklar ortaya çıkmaya başlamış. Bu anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak için de harfleri kodlayabilmek için havacılık ya da telsiz alfabesi diyebileceğimiz fonetik(phonetic) alfabe oluşturulmuş. Telsiz haberleşmelerinde iki taraf birbiriyle haberleşirken kendi kodlarını söylerden bu alfabeyi kullanmaktadırlar. Bu alfabe aşağıdaki gibidir.

Alpha, Bravo, Charlie, Delta, Echo, Foxtrot, Golf, Hotel, India, Juliet, Kilo, Lima, Mike, November, Oscar, Papa, Romeo, Quebec, Sierra, Tango, Uniform, Victor, Whiskey, X-Ray, Yankee, Zulu

5 S Kuralları

5S Kuralları Japon kökenli bir yönetim stratejisi olup, iş yerlerinde verimliliği artırmak ve düzeni sağlamak amacıyla kullanılır. “5S” terimi, Japonca kelimelerin ilk harfleri olan Seiri (ayıklama), Seiton (düzenleme), Seiso (temizlik), Seiketsu (standardizasyon) ve Shitsuke (disiplin) kelimelerinden türetilmiştir.

  • Seiri (Ayıklama): İş yerinde gereksiz materyalleri ve ekipmanları ayıklayarak sadece gerekli olanları saklamayı amaçlar. Bu sayede harcanan süre ve enerji azalır.
  • Seiton (Düzenleme): İş yerindeki materyal, ekipman ve bilgilerin düzenli bir şekilde yerleştirilmesini sağlar. Bu adım, işçilerin daha verimli çalışmasına yardımcı olur.
  • Seiso (Temizlik): İş yerinin temiz ve düzenli olmasını sağlamak için düzenli temizlik rutinleri yapmayı içerir. Temiz bir çalışma ortamı, iş güvenliğini artırır ve iş kalitesini yükseltir.
  • Seiketsu (Standardizasyon): Belirli standartlar oluşturarak düzenin ve temizliğin sürdürülebilirliğini sağlar. Böylece iş yerinde tutarlılık ve verimlilik artar.
  • Shitsuke (Disiplin): 5S kurallarının sürekli olarak uygulanması ve işçilerin bu konuda disiplinli davranması önemlidir. Çalışanların 5S ilkelerine bağlı kalması iş yerinde düzenin sürdürülebilirliği için kritik öneme sahiptir.

FOMO (Fear Of Missing Out)

FOMO (Fear of Missing Out), yani “Kaçırma Korkusu”, günümüz dünyasında yaygın bir psikolojik durum. FOMO, sosyal medya ve diğer iletişim kanalları aracılığıyla başkalarının etkinliklerini, deneyimlerini ve başarılarını görüp, kendi hayatımızın eksik veya yetersiz olduğu hissini yaşamaktır.

FOMO’nun temelinde, kaçırdığımızı düşündüğümüz fırsatların ya da deneyimlerin hayatımızı zenginleştireceği, mutluluk ve tatmin sağlayacağı düşüncesi yer alır. Ancak, sürekli başkalarıyla karşılaştırma yapmak, kaygı ve stres düzeyimizi artırabilir ve yaşam kalitemizi olumsuz yönde etkileyebilir.

Kısacası, FOMO’yu kontrol altına almak, mutluluğu ve iç huzuru artırmak için önemli bir adımdır. Kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek ve kendi yolumuzda ilerlemek, gerçek anlamda tatmin ve memnuniyet sağlayacaktır.

Bu konudaki en güzel sözlerden biri Leyla ile Mecnun dizisindeki Erdal Bakkal’ın sözleriydi belki de.

“Olduk olmadık her şeye tasalanma. Biraz rahat ol. Kendini bırak. Her şeyi kontrol edemezsin. Zaten her şey olması gerektiği gibi oluyor aslında. ”

– Erdal Bakkal, Leyla ile Mecnun

Procrastination (Erteleme Hastalığı)

Procrastination, günümüzün en yaygın ve sık rastlanan zaman yönetimi zorluklarından biridir. İnsanların işleri ertelemesi ve erteleme alışkanlığına düşmesi, verimliliği olumsuz etkiler ve hedeflere ulaşmayı engeller. Ancak, bu durumun altında yatan sebepleri anlamak ve üstesinden gelmek mümkündür.

Procrastination, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Stres, mükemmeliyetçilik, işe olan ilgisizlik veya belirsizlik, erteleme davranışının temelinde yatan faktörlerden bazılarıdır. Bu nedenler, kişinin işine odaklanmasını ve başlangıç yapmasını zorlaştırabilir.

Procrastination ile mücadele etmenin ilk adımı, nedenlerini anlamak ve farkındalık geliştirmektir. Ardından, zaman yönetimi becerilerini geliştirerek, işleri parçalara ayırmak ve önceliklendirmek önemlidir. Küçük adımlarla başlamak, büyük ve korkutucu görevleri daha yönetilebilir hale getirebilir.

Dikkat dağıtıcı etkenleri azaltmak da procrastination ile mücadelede etkili bir stratejidir. Çevredeki uyaranları kontrol etmek, odaklanmayı kolaylaştırır ve işleri tamamlama motivasyonunu artırabilir.

Ayrıca, kendimize ödüller koymak ve ilerleme kaydettiğimizde kendimizi motive etmek de önemlidir. Kendimize küçük hedefler belirleyip bunları gerçekleştirdiğimizde kendimizi ödüllendirmek, ilerlemeye teşvik eder.

Sonuç olarak, procrastination kaçınılmaz gibi görünse de, bu alışkanlıkla başa çıkmak ve zamanı daha verimli kullanmak mümkündür.

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.